Ana içeriğe atla

Hiç!

Büyümeyi istememiştim hiç. Çocukluğumun mutluluk dolu, masum her gününün yerine nefret etmiştim şimdilerde yaşadığım her günden. Hayat dayattı gerçeklerini. Dayattı; dayatmaya devam etti ve ben yine nefret ettim. Hep nefret ettim. Nefret dolu bu günleri yaşamayı hiç hak etmedim belki. Güneşin odama vuran kırık ışığı bana mutluluk dolu gözlerle bakmamı öğütlemişti hayata karşı, aldatmaya çalışmıştı ve ben penceremin dışında esen o fırtınanın farkında olup gözümü bile kırpmadan nefret etmeye devam etmiştim. Hak etmemiştim çünkü. Bana acıyı yaşatmaya meyilli her nesnenin hayatının son bulmasını istemiştim içimde yürek parçalayan gözyaşlarıyla. Tüm gözyaşlarının kirpiklere plesenk olmuş bağlılığıyla için için ağladığım her günü yad etmiştim de bir türlü o hayrı kendi gözlerimle görmeyi becerememiştim. Boğazımda duyulmayan hıçkırıklarla, gözle görülenin daha efektif olduğu tezini tek hareketle yerle bir etmiştim farkında olmadan. Aldığım her nefesin beni acıya biraz daha sürüklediğini herhangi bir kanıta gerek olmadan haykırabilirdim. Göğüs kafesimin içinde ne marazlar barındırdığından, bana acıyı yaşatan insanlık dem vurabilirdi. Kendimde olmayışımın yirmiikinci yılının şerefine, zihnimde barındırdığım tüm iyimser düşüncelere lanet etmiştim. Dünya benim istediğim muhit değildi ve hiçbir zaman benim istediğim gibi olma çabasına girmeyeceğinden hiçbir şekilde şüphem yoktu.
 Deli dolu bir insan olduğum gerçeğini dikte eden bir duruşla odamın tavanına boş gözlerle bakıp, sigaramın dumanını üfleyişim çok şeyi anlatmayı tek başına becerebilmişti aslında. Alışkanlık yapmıştı bu eylemler bende. Daha çok bir insanın objeye değil de, bir objenin o insana bağlılığının yadsınamaz resmi gibiydi yaşadığım ritüeller. Sigaramın dumanını üfleyişim, bir ifşaatin karikatürize edilmiş haliydi sanki; acının ve mutluluktan yoksunluğun krikosu, tüm sevgisiz aşıkların gurur tablosu ve insan zihnine empoze edilmiş bütün yalnızlığın baş edilemez korkusu…
 İşte çocukluğumda yaşadığım her günü böyle yad etmiştim ben. Ağlamıştım! Gözyaşlarım dışarı akmayı bile becerememişti, fakat ağlamıştım. Tüm mutsuzlukları; terk edilmişlikleri; duygu yoksunluklarını kıskandırırcasına ağlamıştım tek bir gözyaşımı bile dışarı damlatmadan.
  Ve işte ben bu yüzden nefret etmiştim her günden. Tüm büyüklüklerin acıyı deklare ettiğini öğrendikçe ben; işte bu yüzden… İşte bu yüzden büyümeyi istememiştim hiç.
-n.s
#nonosweager

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Buyum ben

Ben buyum. Kenar mahallede büyümüş, İllegale bağışıklık kazanmış, Ucuz biralar içmekten keyif almış, Kalem gibi cigara saran, Kravatlı abilerden pek hoşlanmayan, Sokaklardan korkmayan, Ve memurları yürüyüşünden tanıyan.. Ben buyum. Karanlıktan korktuğu için ışıkları kapatan, Kapılmayan telaşına gördüğü kanın, Hem suça meyilli, hem sabıkasız. Ben buyum. İstiklal Cadde'sinde kollarını açıp İsa'lığını ilan eden, Paçalarının çamura bulaşmışlığını seven, Uykusuzluktan kızaran gözlerine aldırış etmeyen, Plansız, Kuralsız.. Kendi başına bir savaşım ben. Solcu eylemiyim. Direnişim. Tanrı'nın bu dünyaya attığı en cesur kazığım. Uçurum çiçeklerini severim, Kapitalist gelir bana kırmızı güller. Orkideler orospulara armağan edilmeli.. Ve intihar edenlerin mezarı başında ceket iliklenmeli.. Ben buyum. Babası tarafından terkedilmiş, Hep terkedilmiş, Cinayetler düşlemiş, Bıçaklar bilemiş.. Bağımsız bağımlı. Hep az konuşmuş, Genelde kaçak.. Umursamaz sa...

Sanırım İyiyim

-Deliyim ben, sınırları reddetmişim çizildiği yerden ama gene de iyiyim . .   Almanya'da yıkılmış bir duvar kadar iyiyim ben. Fransa'da yıllanmış bir şarap kadar naçizane... Sosyal bir belayım dahasında, duygularım hep sansüre uğramış. . Bir fahişe kadar yalancı gözyaşlarım, siz bana inanmayın. Deliyim ben; saati durmuş bir bombayım; unutulmuş bir hatıra . .Annemin radyoda ezberlediği, türk sanat müziklerini bıkmadan defalarca dinlerim. Kimsenin düşmanı değilim, kimseye dost olmadım ... İYİ-YİM ben...

Keşke bir insanı gerçekten Sevebilseydin sen

Benden hemen sonra başka sulara açılmış aradığını bulamamış Mutlu olamamışsın. Seni kimse benim kadar sevemez. Demeyeceğim, Buna inanmıyorum çünkü, herkes kendi yüreği kadar sever. Sorsan herkes çok sever zaten. O da sevmiştir seni Bence herkes sevmiştir seni be! Senin mutsuzluğunun  sebebi bence seninle ilgili. Mesele sensin.  Kendi mutsuzluğunun sebebi sensin. Bir şeyler yaşanmıştı herkes yüreğindekini ortaya koymuştu, sonra olmadı. Ve sen, teşekkür ederim gittiğin için. Şimdi biraz daha mutlu bir insanım. Sen mutsuzmuşsun şaşırmadım nedense, Sen kendi mutluluğunu kendi ellerimle mühürlemiş sin. Yetmez sana çok iyi biliyorum, keşke yetseydi keşke mutlu olabilseydin. Keşke bir insanı gerçekten sevebilseydin sen.. Hep Sevilmeyi beklerken sevmeyi Unutmuşsun sen. Mutluluk çok uzak sana. Hep uzak. .🌖